Travma Nedir?
Travma bir kişinin yaşadığı olay veya olaylar sonucu oluşan duygusal çöküntüdür. Yaşanılan olay beklenmedik ve kişi için tehdit içeren bir olaydır. Kişinin yaşama, vücudunun bütünlüğüne, sevdiklerine ve inanç sistemlerine karşı algıladığı bir tehdit varsa bu olay travmatik bir olaydır. Bu duygusal çöküntü, kişinin yaşadığı olayın etkisiyle ortaya çıkan veya oluşan travmatik stres reaksiyonlarını içerebilir. Travmatik stres reaksiyonları arasında, özellikle depresyon, anksiyete, duygusal çöküntü, uyku bozuklukları, iştahsızlık, duygusal öfke, suçluluk, utanç, korku, endişe veya öfke gibi duygusal durumlar yer alabilir. Ayrıca, kişinin olayı unutması, düşünmesinde veya konuşmasında zorluklar yaşaması, olayın hatırlanmasıyla birlikte tekrarlayan rüyalar gibi belirtiler de görülebilir.
Travma kuşaktan kuşağa nasıl aktarılır?
Bir şekilde birçoğumuz kendi yaşadığımız ya da aile sisteminde yaşanan travmaya ya da travmalara içiçe yaşıyoruz. Önceki nesiller travmalarını bağlanma süreciyle bize aktarıyorlar, biz de aynı şekilde sonraki nesillere. Travma yaşamış anne ve babanın, yaşadığı travmayı çocuklarına aktarmama ihtimali neredeyse yok gibi.
İnsanda ortaya çıkan birçok hastalığın kökeninde yatan şey, duygu ile düşüncelerinin birbiriyle uyumlu olmamasıdır. Bazen duygularımız düşüncelerimize, bazen de düşüncelerimiz duygularımıza güvenmiyor ve bu kargaşa birçok hastalık için başlangıç dinamiği teşkil ediyor. Yaşadıkları travma nedeniyle yaşamla, dolayısıyla çocuklarıyla sağlıklı, normal bir ilişki oluşturamayan anne ve babalar ne kadar iyi niyetli ve sevgi dolu olurlarsa olsunlar, çocuklarını travmatize ediyorlar. İlk koşullanmalar da böylece çok erken yaşta başlıyor. Çocuk kendi düşünce ve duygularına mı güvenmeli yoksa anne ve baba tarafından aktarılan ve sistemde oluşan kargaşa içindeki duygu ve düşüncelere mi güvenmeli. Çocuk kendi yaşamına döndüğünde aile sisteminden aldığı bu dinamiği ister istemez, kuracağı ilişkilere yansıtıyor.
Travma, Bağlanma ve Aile Konseltasyonları adlı kitabın bir bölümünde Çocuklarda Hiperaktivite durumunun olası travmalardan kaynaklandığı şu şekilde açıklanmıştır; çok zeki bile olsalar, okulda konsantre olmayı beceremiyor gibi gözüken huzursuz ve hiperaktif çocuklar, ebeveynlerindeki bir kayıp travmasından etkilenmiş olabilir, mesela bir ebeveynin küçük yaştayken annesini ya da babasını kaybetmiş olması gibi. Çocuk ebeveynin acısına ve üzüntüsüne anlam veremeden onu hisseder. Bilinçdışı bir düzeyde ebeveynlerinin çözümlenmemiş travmasını hissederler ve bu baskı bazen, yerinde duramamakla hafifletilir.
Kaynakça
–Ruppert, Franz. Travma, Bağlanma ve Aile Konseltasyonları. İstanbul: Kaknüs,2011.