Günlük hayatımızda hepimiz kaygı, panik gibi duyguları yaşamaktadır, bu duyguları deneyimlediğimiz durumlar bulunmaktadır. Bu duyguların bizi hayatta tutmak, tehlikeyi fark etmemize yardımcı olmak gibi birtakım faydaları bulunsa da bu duyguların fazlası bizim işlevselliğimizi, gündelik hayatımıza verimli bir şekilde devam etmemizi olumsuz bir şekilde etkilemektedir ve bu durum “panik atak” olarak adlandırılabilmektedir.
Panik atak, kısa süreli bir durumdur ve birkaç dakika içinde zirveye çıkar. DSM-5’e göre panik atak sırasında aşağıdaki durumların en az dördü görülmekte ve kişi tarafından deneyimlenmektedir:
- Çarpıntı, kalp atışının hızlanması
- Boğuluyormuş gibi hissetme
- Üşüme, ürperme, titreme ya da ateş basması gibi duyumsamalar
- Terleme
- Göğüste ağrı, göğüsün sıkışması
- Sersemlik, baş dönmesi, bayılacak gibi olma
- Kontrolü kaybetme, “çıldırma” korkusu
- Uyuşmalar, karıncalanmalar
Bu belirtilerin, işaretlerin yanı sıra bu durumun başka organik ya da ruhsal bir bozukluk ve herhangi bir maddenin etkisi ile açıklanamıyor olması da yaşanan bu durumun “panik atak” olarak adlandırılabilmesi için diğer şartlardandır.
Panik atak; madde kullanım bozuklukları, anksiyete bozuklukları, depresyon gibi hastalıklarda karşılaşılabilen bir durumdur. Panik atak durumlarını sık sık deneyimleyen bireylerde, bu durumu sık sık yaşayacakları yönünde bir kaygı ve ufak düzeydeki olsa bile çarpıntı, terleme, baş dönmesi gibi durumları felaketleştirerek düşünme gibi bireyin hayat kalitesini, işlevselliğini olumsuz etkileyen faktörlere rastlanabilmektedir.
Panik atak tedavisi
Farmakolojik yöntem yani ilaç tedavisi de kullanılabildiği gibi psikolojik tedavi yani psikoterapi de bu durumun tedavisinde tercih edilmektedir. Psikoterapi seçeneğinde akla gelen ve çok tercih edilen yaklaşımlar davranışı yaklaşım ile bilişsel-davranışçı yaklaşımdır. Bilişsel-davranışçı yaklaşım ile bireyin bu durum ile ilgili olan bilişsel çarpıtmaları, işlevsel olmayan ara-temel inançları, bilişsel hataları (Örnek: kalp atışım hızlandı sanırım kalp krizi geçireceğim gibi) ile çalışılır. Davranışçı yaklaşım ise daha çok bireyin panik atak durumunda dışarıdan gözlemlenebilen semptomları ile çalışılır. Psikoterapi tedavisi sırasında bireyin nefes, gevşeme gibi egzersizleri öğrenmesi, bireyin panik atak durumunu daha rahat ve sağlıklı açıdan atlatması açısından önem taşımaktadır.
SONUÇ
Panik atak durumunu her birey yaşayabilmektedir ve panik atak çözümü olan bir durumdur. Ancak tedavinin bir anda etki göstermesini beklemek ve panik atak durumlarının bir anda bitmesini beklemek gerçekçi değildir. Tedavi sırasında birey tarafından bu husus iyi bilinmelidir ve panik atak hafife alınmamalıdır.
KAYNAKÇA
Köroğlu, E. 2013. DSM-5™ tanı ölçütleri başvuru el kitabı. Ankara: Hekimler Yayın Birliği HYB Yayıncılık.