Hayatımızda bize eşlik eden 5 tane ana duygu vardır. Bunlar kaygı, üzüntü, iğrenme, mutluluk ve öfkedir. Bu duygular içinde belki de toplumsal yaşantımızı en olumsuz yönde etkileyen duygu ise öfkedir. Aile yaşantısı içinde kavgalara ve şiddete evrilebilir. Toplumsal yaşantımız içinde bu duygu sonucu savaşlar ortaya çıkabilir. Bireysel yaşantımız da çevremizden soyutlanmamıza ve yalnız kalmamıza sebep olabilir.
Öfke duygusu ana duygularımız arasındadır, bu doğru. Ancak ana duygular, aynı zamanda ikincil duygular olarak da geçer. Aslında öfke duygusunun arkasındaki birincil duygular bizi öfkeye sevk eder. Kültürümüzde duygusal eğitime fazla önem verilmediği için, belki de hiçbir zaman bu duygularımızı öğrenemiyoruz. Sonucunda da öfke problemlerimiz ile başa çıkmak için psikolog desteği almak durumunda kalıyoruz.
Öfke Duygusu ile Farkındalık Seviyemiz
Şanslıyız ki, öfke duygusu her ne kadar korkunç bir şey olarak görünse de bize bir şekilde hayatımızı sürdürebilmemiz amacıyla hizmet eden bir duygudan daha fazlası değildir. Psikolog ile öfke duygusu üzerinde çalışırken, öfke duygusunun arkasında yatan birincil duyguları gözden geçiririz. Zamanla bu duyguların daha da farkında olmaya başlarız. Farkındalık seviyemiz arttıkça karşımızdaki insan ile iletişim halindeyken öfke duygumuzu direk olarak yansıtmak yerine arkasında yatan ana duygular hakkında ifadeler kullanmaya başlarız .Bu durumu bir örnek ile açıklamak isterim…
Çevrenizdeki yakın insanların bizden beklentileri olabilir. Bu beklentilerin çoğu aslında bizim hiçbir zaman vaat etmediğimiz konular üzerine olabilir. Hiçbir zaman vaat etmediğimiz bir beklentiyi karşılayamadığımız zaman ise karşımızdaki insan bize karşı öfke duygusuna kapılabilir. Çünkü bu öfkenin arkasındaki birincil duygu “hayal kırıklığı” duygusudur. Hayal kırıklığına uğrayan kişi, bu duygusunu ifade etmekte yetersiz kaldığı için, bilindik ve tanıdık bir duyguyu kullanarak bir şekilde bizim üstümüzde bir egemenlik kurmaya çalışır. Ancak duygu odaklı psikoterapi yaklaşımları bize bu duygularımızı o anda nasıl kontrol altına alabileceğimizi gösterir.
Gördüğümüz gibi aslında öfke duygusunun arkasında başka bir sebep vardır. Bu her zaman böyledir. Yalnızca hayal kırıklığı değil, aşağılanmak, yok sayılmak, değersiz hisssettirilmek, hak yenmesi gibi durumlar da bizi öfke duygusuna sevk eder.
Peki Ne Yapmalıyız?
Eğer tek başımıza kontrol altına alamadığımız seviyede biz öfke kontrol sorununa sahip isek, psikolog desteği ile öfkemizin arkasında bulunan duyguları öğrenme yoluna gidebiliriz. Psikolog odasında, hayatımızda yaşadığımız çeşitli öfke durumları üzerinden örnekler vererek, aslında bizi öfkelendiren durumları inceleriz. Eğer psikolog ile iş birliğimizi doğru bir şekilde sağlarsak, psikolog bize sadece öfkeyi değil, diğer duygularımızı ile ilgili pek çok yararlı bilgiler sunacaktır. Böylece kişiler arası iletişimlerimiz de hızlıca sağlıklı bir seviyeye doğru evrilecektir.
Duygularımızı kontrol altına alabilmek, tatminkar bir hayata sahip olmak yolunda atılması gereken ilk ve en önemli adımdır. Eğer bunu başarabilirsek, daha işlevsel ve gerçekçi bir bakış açısı ile hayata yaklaşır ve hedeflerimz konusunda daha tutarlı kararlar alabilirz.
Kendinizi sevin dostlar. Gerçekten sevin ama.