PSİKOTERAPİ NEDİR?
Psikoterapi, kişinin iç dünyasını keşfetme yolculuğudur. Kişiye rahatsızlık veren, huzursuz eden dinamiklerin terapist yardımıyla bulunması, anlamlandırılması ve yeniden yapılandırılmasıdır.
Kişinin içsel olarak olgunlaşması, problemlere farklı açılardan bakabilmesi, hayata yeni ve daha olumlu anlamlar yüklemesi, kendi iç dünyası ile dış dünya arasında ahenk ve uyum oluşturabilme sürecidir.
Yaşamı denizde bir yolculuk olarak değerlendirmek gerekirse, danışan denizin derinliklerindeki saklı kalmış, gün yüzüne çıkarılamamış incilerin keşfedilmesi için çabalayan kişidir. Terapist, bu keşif süreci ve süreç sonunda varacağınız liman için size yardımcı olmaya çalışan kişidir. Psikoterapi; zaman zaman tehlikeli fırtınaların içinden geçerek, yolda karşılaştığınız sizi zorlayan engellere rağmen limana vardığınızda başarmanın keyfini yaşadığınız yolculuğun tamamıdır.
Kişinin iç dünyası bilinmezliklerle doludur. Terapist ise bu bilinmezliğin içinde size yol gösteren bir rehber gibidir. Bilmediğiniz bir ormanın içinde, hangi alanlar daha tehlikeli, nerede çimenlik, nerede çalılıklar, nerede kuru otlar var, nerede bataklık var, güneş hangi açıdan doğacak, sığınabileceğimiz kulübe hangi tarafta, anayola nasıl çıkacağız gibi soru işaretlerini giderecek bir pusula gibidir.
Yaşam içerisinde bu yolculuğun işaretlerini veren durumlarla karşılaştığımızda destek almaya ihtiyaç duyabiliriz. Karşılaşılan durumlar nelerdir gelin bunlara bir göz atalım.
DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI
Duyguların gün içerisinde geniş bir yelpazede sürekli olarak uygunsuz veya abartılı yaşanmasıdır. Yelpazenin genişliği kişinin yaşam kalitesini etkilemektedir.
- Depresyon
En az 2 haftadır süren çökkün duygudurum, yeme ve uyku alışkanlıklarının değişimi, enerji kaybı, halsizlik, değersizlik duyguları, odaklanamama ve ölüm düşünceleri gibi işlevselliğin azaldığı durumlarda gözlemlenebilir.
- Bipolar Bozukluk
İki uçlu duygudurum bozukluğudur. Duygular iki kutup noktadadır. Değişken, dengesiz ve süresiz bir ruh hali gözlemlenir. Kimi zaman çok mutlu taşkın, coşkulu duygular hissederken kimi zaman depresif hisseder.
NEVROTİK, STRESLE İLGİLİ VE SOMATOFORM BOZUKLUKLAR
Kişinin kontrol altına alamadığı, başa çıkamadığı kaygılar sonucu oluşur. Sürekli alınganlık, sinirlenme, agresif davranışlar, ilgi ve şefkat bekleme gibi durumlar gözlenir. Baş dönmesi, titreme, ishal ve kalp çarpıntısı gibi şikayetler oluşabilir.
Kaygıların kontrol edilememesiyle ortaya çıkarlar.
- Anksiyete Bozuklukları
Genelde gerçek bir nedene bağlı olmadan kişinin yaşadığı korkudur.Aşırı heyecan, gerginlik, çarpıntı, uyuşma, huzursuzluk, baş dönmesi, halsizlik, uykusuzluk gibi belirtileri olabilir.
- Yaygın Anksiyete Bozukluğu : Süregiden, aşırı endişe halidir.
- Panik Bozukluklar : Aniden ortaya çıkan, ölüm korkusunun eşlik ettiği korku nöbetleridir.
- Sosyal Fobi : Sosyal ortamlarda kendini ifade edememe, çekingenlik gösterme.
- Özgül Fobi : Canlı veya nesnelerden mantıksız ve aşırı şekilde korkma eylemdir.(yükseklik, uçak, köpek vs.)
- Travma Sonrası Stres Bozukluğu : Beklenmedik yaşam olaylarının (deprem,savaş,işkence vs) yol açtığı psikolojik tepkilerdir.
- Obsesif Kompulsif Bozukluk : Takıntılı düşünceleri yatıştırmak için yinelenen davranışsal ve zihinsel eylemlerdir.(sürekli el yıkama gibi)
- Dürtü Kontrol Bozuklukları
Kişi dürtülerini kontrol etmede güçlük çeker. Cinsel davranışlar, aşırı alışveriş, kumar, hırsızlık, saç yolma gibi davranışlar gösterirler.
- Histeri
Taşkınlık, aşırı sinirlenme, günlük hafıza kaybı gibi şikayetler görülür. Kişi kendindeki ruh sağlığı bozukluğunun farkında değildir.
- Dissosiyatif Bozukluk
Kişinin kaygı sırasında kendiliğinden kaçması sonucu kişilik bölünmesi yaşanır, unutkanlık ortaya çıkar.
- Somatoform Bozukluk
Bedensel tepki vermedir, sebebi bilinmeyen ağrıların yaşanmasıdır.
- Ağrı Bozukluğu ve Konversiyon Bozukluğu
Motor-hareket sisteminin ve duyu organlarının kendinden beklenen işlevi yerine getirememesidir.
- Hipokondriyazis – Hastalık Hastası
Kişinin tüm odak noktasının hastalık ve sağlık üzerine yoğunlaşmasıdır. Bedensel bir belirti olmamasına rağmen çok önemli bir rahatsızlıklarının olduğunu savunurlar. Doktor doktor gezerler.
- Beden İmge Bozukluğu
Bedeninin bir yerini beğenmeme ve bunu ısrarla değiştirme isteği duyan kişilerde görülür.
KİŞİLİK BOZUKLUKLARI
Kişilik; tutumlarımız, davranışlarımız, düşüncelerimiz ve ruh halimizin oluşturduğu bir bütündür. Kişilik bozukluğu olan kişiler genelde sorun yaşadıklarının farkında değillerdir. Kişilik bozuklukları, iş, okul veya ilişkilerde ciddi sorunlara yol açabilir.
- Paranoid Kişilik Bozukluğu
Kişilerin sürekli güvensizlik duyma ve başkalarına karşı şüpheleri vardır. Başkalarının onlara zarar vereceğine inanırlar.
- Şizoid Kişilik Bozukluğu
Bu kişiler insanlardan uzak dururlar ve sosyalleşmeye ilgisizdirler. Genellikle yalnızlığı tercih ederler.
- Şizotipal Kişilik Bozukluğu
Sıradışı düşünme ve davranış şekilleriyle kendilerini belirli ederler. Genellikl garip inançlara sahiptirler.
- Antisosyal Kişilik Bozukluğu
Toplum kurallarına uymama, agresif davranışlar, ciddi suçların işlenmesi gibi eylemler görülür. Bu kişiler yaptıklarından pişmanlık duymazlar.
- Bağımlı Kişilik Bozukluğu
Bu kişiler karşısındaki kişiyi aşırı sahiplenir ve memnun etmek için her türlü davranışı sergilerler. Ayrılma korkusu yaşarlar, çaresizlik duygusuyla boyun eğerler.
- Çekingen Kişilik Bozukluğu
Bu kişiler temastan kaçınırlar. Reddedilme ve kırılma korkusuyla sosyal ortamları deneyimlemekten kaçınırlar.
- Histriyonik Kişilik Bozukluğu
Bu kişiler sürekli duygusaldır, dramatik, aşırı ve çocuksu duygusal davranışlar sergilerler.
- Narsisistik Kişilik Bozukluğu
Abartılı üstünlük duygusuna sahiptirler. Her zaman odakta kendileri vardır, empati yoksunluğu yaşarlar ve sürekli dikkat çekmeye yönelik davranışlar sergilerler.
- Obsesif-Kompulsif Kişilik Bozukluğu
Kusursuzluk, mükemmeli arama, kontrol ve düzen göstergeleri vardır. Detaylara takıldıkları için çoğu zaman bir işi bitirmekte güçlük çekerler.
- Sınırda Kişilik Bozukluğu
Değişken ruh halleri, dürtüsel davranışlar (cinsel ilişki, madde kullanımı, aşırı harcama vs.) görülür.
CİNSEL BOZUKLUKLAR
- Cinsel Sapkınlık – Parafilik Bozukluklar
Kişinin cinsel açıdan uyarılabilmesi için, alışılmadık nesneler, eylemler ya da durumları içeren tekrarlayıcı ve yoğun cinsel dürtüdür.
- Cinsel Kimlik Bozuklukları
Kişinin biyolojik cinsiyetinden ya da cinsel rolünden devamlı bir şekilde rahatsızlık duyması ile belirlenir.
- Karşıt Cinsellik – Transseksüalite : Cinsel kimlik karmaşası, kendi cinsiyetinden rahatsızlık duyma ve karşı cinse ait olma isteğidir.
- Cinsel İşlev Bozuklukları
- İstek ve Uyarılma Bozuklukları
- Kadında cinsel ilgi – uyarılma bozukluğu : Yeterli cinsel uyarı olmasına rağmen cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması veya hiç olmamasıdır.
- Erkekte düşük cinsel istek bozukluğu : En az 6 ay süreyle cinsel fantezi ve isteklerin yokluğudur.
- Sertleşme Bozukluğu : Cinsel ilişkiyi gerçekleştirmeye yetecek nitelikte bir sertleşmeyi sağlayamama veya bunu sürdürememe durumu olarak tanımlanır.
- Orgazm Bozuklukları
- Kadında orgazm bozukluğu : Yeterli cinsel uyarıya karşın çoğunlukla ya da her zaman orgazmın yaşanmaması, gecikmesi ya da güçlükle ulaşılabilmesidir.
- Erken boşalma : Çok kısa cinsel uyarılmanın ardından cinsel birleşme olmadan ya da olur olmaz, kişi henüz istemeden boşalmanın olması durumunun, süreklilik kazanması ya da yinelemesidir.
- Geç boşalma : Orgazm olma eğiliminin belirgin bir şekilde gecikmesi, seyrekleşmesi ya da yokluğu ile tanımlanabilir.
- Cinsel Ağrı Bozuklukları
- Vajinismus : Kadının istediği halde birleşme esnasında vajinanın kasılmasıyla cinsel ilişkiye girememe ya da ağrılı cinsel ilişki yaşama durumudur.
- Disparoni : Cinsel ilişki sırasında ya da sonrasında acı duyulmasıdır.
YEME BOZUKLUKLARI
- Anoreksiya Nervoza
Anormal derecede düşük vücut ağırlığı, yoğun kilo alma korkusu ve çarpık şekil algılı ile karakterize edilir. Bu kişiler kilo vermek için aşırı egzersiz ve yemek yedikten sonra kusma gibi eylemler gerçekleştirirler.
- Bulimiya Nervoza
Kısa sürede çok miktarda yemek yiyip ardından kilo alma korkusuyla kendilerini kusturmaya zorlarlar. Ard arda gelen çok hızlı ve çok yemek yeme atakları vardır. Yemek yeme ve kusmanın yer aldığı kısır döngü birbirini takip eder.
- Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu
Bu kişiler acıkmasalar dahi yiyecek tüketirler, doyduklarını hissetmezler. İştahları üzerinde kontrolleri yoktur, aşırı kilolu ve obez olabilirler.
- Ruminasyon Bozukluğu
Yiyeceklerin yutulduktan sonra tekrar ağza getirilmesi ve yeniden yutulmasını içerir. Yiyecekler bulantı ve öğürmeden dolayı ağız içine geri getirilir ancak bu durum kasıtlı olarak yapılmayabilir. Bebeklik döneminde ve zihinsel engelli kişilerde daha sık görülen bir yeme bozukluğudur.
UYKU BOZUKLUKLARI
- Uyku Apnesi
Uyku esnasında nefes almanın tamamen durması veya azalmasıyla kişinin uyanmasına neden olan uyku bozukluğudur.
- Huzursuz Bacak Sendromu
Uykuda bacakları hareket ettirme ihtiyacı duymadır. Genellikle bacaklarda uyuşma ve karıncalanma hissedilebilir.
- Narkolepsi
Gün içinde uyanık durumdayken gelişen uyku ataklarıdır. Kişinin gün içinde aniden yorgun hissederek uykuya dalmasıyla gözlemlenebilir.
- İnsomnia
Uykusuzluk, uykuyu sürdürmede veya uykuya dalmada zorluk yaşanmasıdır.
- Parasomnia
Uyku esnasında yapılan anormal davranışlar ve hareketlerdir. Uyurgezerlik, konuşma, inleme, diş gıcırdatma gibi.
- Hipersomnia
Aşırı uyku isteğidir, ana uyku evresinin 7 saat ve daha fazla sürmesine rağmen gün içerisinde birden uykuya dalma halidir. Kişi ne kadar uyursa uyusun dinlenememekten yakınır.
- Uyku Terörü
Genellikle çocuklarda görülmekle birlikte yetişkinlerde de görülebilir. Uykuya daldıktan sonra 1 veya 2 saat içerisinde çığlık, korku ya da titreyerek uykudan uyanma olarak görülür.
ÇOCUKLUK VE ERGENLİK DÖNEMİNDE GÖRÜLEN RUHSAL BOZUKLUKLAR
- Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna sahip çocuklar dürtülerini kontrol edemezler. Bu çocuklarda aşırı hareketlilik, dikkatin kolay dağılması, dağınıklık, unutkanlık, isteklerini erteleyememe gibi belirtiler gözlemlenir.
- Sosyal Kaygı Bozukluğu
Yeni bir ortamda, topluluğa karşı sunum yaparken, sosyal ortamlarda eleştirilme, beğenilmeme ve rezil olma gibi endişelerin yaşanmasıdır. Çocukta bu endişeleri sebebiyle arkadaş edinmekte zorlanma, derslerde kendini gösterememe gibi durumlarla karşılaşılabilir.
- Obsesif Kompulsif Bozukluk
Zihne zorlayıcı şekilde giren düşünce, dürtü, görüntüler(obsesyon) ve buna eşlik eden gerginliği azaltıcı davranışlar (kompulsiyon) ile karakterizedir. Kirlenme, bulaşma ve temizleme, simetri, emin olamama, dini ve cinsellik içerikli obsesyonlar ve kompulsiyonlar görülebilir.
- Çocuk ve Ergen Depresyonu
Çocukta keyifsizlik, hayattan zevk alamama, kolay öfkelenmeyle kendini gösterir. Baş ağrısı, karın ağrısı gibi bedensel yakınmalar eşlik edebilir.
Ergenlerde kendine zarar verme düşüncesi, okuldan kaçma, madde kullanımı, saldırganlık, sosyal ilişkilerinde bozulmalar belirti göstergeleridir.
- Tuvalet Alışkanlığı Problemleri
Enurezis : 4 – 5 yaşlarından sonra alt ıslatma sorunun devam etmesidir. Çocuk idrar kontrolünü sağlayamamaktadır.
Enkoprezis : Gelişimsel olarak normal olan çocuğun dışkısını istemli ya da istemsiz uygunsuz yerlere yapmasıdır. Genelde 4 yaşlarından sonra görülür.
- Yaygın Gelişimsel Bozukluklar
Yaygın gelişimsel bozukluklar; konuşmanın gecikmesi veya yokluğu, göz teması kurmama, yaşıtlarıyla iletişim kurmama, oyun yokluğu gibi belirtilerle kendini göstermektedir.Bireyin sosyal gelişimini, iletişim becerilerini ciddi oranda etkilemektedir.
- Otizm : Çocuk kendine ait bir iç dünya yaratır. Genellikle 3 yaş öncesindeki çocuklarda ortaya çıkar ve yaşam boyu devam eder. Çocuğun göz teması kurmaması, sosyal ilişkilerde kısıtlılık ve basmakalıp davranış örüntüleri ile kendini gösterir.
- Rett Bozukluğu : Bebeğin 5. ayından sonra büyümesinde yavaşlama görülür. Koordinasyonu bozuk yürüme, el bükme veya el yıkama gibi basmakalıp hareketler görülebilir. Bu çocuklar zihinsel olarak yaşıtlarından geridir ve iletişime geçmezler.
- Asperger Bozukluğu : Çocuk göz göze gelmez, yüz ifadesi sınırlıdır, sosyal olarak içe dönüktür, duyguları anlamakta güçlük çekerler. Zihinsel takıntıları ve katı rutinleri vardır.
- Konuşma Bozuklukları
- İfade Edici Dil Bozukluğu : Çocuğun gelişim düzeyine göre kelime ve cümle kurma becerisinin geri olmasıdır.
- Fonolojik Bozukluk : Yaşına göre gelişimsel olarak çıkartması beklenen konuşma seslerini çıkartamama durumudur.
- Kekemelik : Konuşmanın olağan akıcılığındaki bozukluktur.
- Sözel Anlatım Bozukluğu : Kullanılan sözcük sayısının çok sınırlı olması, sözcükleri anımsamakta ve cümle kurmada güçlük çekme olarak görülür.
- Öğrenme Güçlükleri
Çocuğun yaşı ve aldığı eğitim ve zeka düzeyi ile açıklanamayan okuma, yazma ve matematik beceri noksanlığıdır.
- Disleksi : Okuma bozukluğudur. Heceleri karıştırma, kelimeleri atlama, harfleri karıştırma gibi durumlar gözlemlenir.
- Diskalkuli : Matematik işlemlerinde öğrenme güçlüğünü ifade eder. Çocuk sayı ve sembolleri öğrenir ancak matematiksel işlemleri gerçekleştirmede güçlük yaşar.
- Disgrafi : Yazma güçlüğüdür. Harfleri tersten yazma, satır belirleyemem, harf atlama gibi sorunlar gözlemlenir.
- Tik Bozuklukları
Tik; kişilerin kontrol edemediği, düzensiz bir şekilde tekrar eden, kompleks ya da daha basit hareket veya seslerdir.
- Motor Tikler : Kas tikleri olarak bilinen bir ya da birden fazla kasın aynı anda çalışmasıdır. Göz kırpma, nesnelere dokunma, nesneleri koklama ve tekme atma gibi hareketler görülebilir.
- Vokal Tikler : Ağız, burun ve boğaz bölgelerinde oluşan seslerdir. Burun çekme, öksürme, aşağılayıcı ve küfürlü konuşma ile kendini gösterir.
- Tourette Sendromu : İstemsiz bir şekilde ortaya çıkmaktadır. 3-9 yaşlarında görülür. Göz kırpma, baş sallama, omuz silkme gibi hareketlerin aynı anda ortaya çıkmasıyla görülür.
- Çocuk ve Ergen Şizofrenisi
Çocukta kontrolsüz ve alışılmadık davranışlar, düşüncelerde ve konuşmada bağlantısızlık, gerçek dışı düşünceler, halüsinasyonlar, şüphecilik ve öfke kontrolünde bozulma gibi durumlar gözlemlenir.
- Çocuk ve Ergen Bipolar Bozukluk
Çocuk ve ergende görülen duygu durumundaki bozukluklardır. Öfke patlamaları, uyku ihtiyacında azalma, büyüklük düşüncesi, fazla konuşma, haz verici eylemlere yönelme gibi davranışlar görülür.
- Karşı Gelme Bozukluğu
Çocukta ve Ergende: inatlaşma, bir şey yapmak istememesi, söylenen her şeyin tam tersini yapması, çok kolay ağlama ve saldırganlık ile kendini gösterir.
- Yıkıcı Duygudurum Düzenleme Bozukluğu
Çocuk ve Ergende; orantısız, yineleyen sözel ve/veya davranışsal öfke nöbetleri görülür. İçinde bulundukları hoşlarına gitmeyen, istemedikleri, rahatsız oldukları durum ve olaylara karşı öfkeli tepkiler verirler. Hafta içerisinde öfke nöbetleri geçirirler ve bu nöbetler arasında gergin, sinirli ve huzursuzdurlar.
- Çocuk ve Ergen Anksiyete Bozukluğu
- Ayrılık kaygısı : Çocuk bakım verenden ayrılmaya karşı aşırı hassastır. Bir daha göremeyeceğini, başlarına bir şey geleceğini düşünür. Ayrı kalma durumlarında karın ağrısı, içe kapanma, ağlama ve çarpıntı gibi belirtiler görülebilir.
- Sosyal kaygı : Çocuk yaşıtları ile iletişime geçmekten ve herhangi bir performans sergilemekten aşırı kaygı duyar. Sınıf içerisinde parmak kaldırmazlar, oyuna girmekten ve kendi fikrini belirtmekten kaçınırlar.
- Yaygın kaygı : Çocuk birçok konu hakkında kaygı duyar. Olumsuzluğa karşı aşırı hassastırlar.
- Özgül fobi : Çocuk sadece spesifik bir objeye, bir duruma karşı yoğun kaygı duyar ve o obje ile karşılaşmaktan sürekli olarak kaçınır.
- Ergenlerde Özkıyım Davranışları
Bireyde kendine zarar verme davranışlarının görülmesidir. İntihar girişimleri, yüksek doz ilaç alımı, kesici aletler ile bedenine zarar verme, faça atma gibi durumlar gözlemlenir.
- Çocuk İstismarı ve İhmali
- İhmal : Bakım veren kişi tarafından çocuğun beslenme, barınma, sağlık, giyim ve korunma gibi yaşamsal ihtiyaçlarının karşılanmama durumudur.
- İstismar : Bakım veren ve diğer kişiler tarafından çocuğun fiziksel, duygusal, zihinsel veya cinsel gelişimlerini engelleyen, zarar veren davranışlar sergilemeleridir.
- Fiziksel İstismar : Çocuğun sağlığına, yaşamına, gelişimine veya onuruna zarar veren ya da zarar verebilme olasılığı yüksek, kasıtlı fiziksel güç kullanılmasıdır. Vurma, yakma, ısırma, silah kullanma, dövme davranışların sergilenmesidir.
- Duygusal İstismar : Çocuğun ihtiyaç duyduğu ilgi, sevgi ve bakımdan mahrum bırakılması, hareketlerinin kısıtlanması, çocuğa olumsuz özelliklerin yüklenmesi, reddedilmesi, korkutulması, haksız yere suçlanması ve sözel olarak hakaret edilmesi gibi davranışların görülmesidir.
- Cinsel İstismar : Çocuğun tam olarak anlayamadığı, onay vermesinin mümkün olamayacağı, gelişimsel olarak hazır olmadığı ya da toplumun yasalarına, sosyal normlarına aykırı olacak şekilde bir cinsel etkinliğe dahil edilmesidir. Çocuğun izni olmadan genital bölgelerine dokunma, teşhircilik, röntgencilik, çocuğun ilişki sahnesine maruz bırakılması gibi durumların görülmesidir.
Siz de yukarıda belirttiğimiz durumlardan herhangi birini yaşıyorsanız geç kalmadan bir uzman desteği alabilmek için bizimle irtibata geçebilirsiniz.