2 yaş sendromu, bebeklikten çocukluğa geçiş döneminde karşılaşılan ve bir takım sorunların yaşandığı özel bir süreçtir. 2 yaş sendromu, genellikle 18 ay civarında başlar ve çocuk 3 – 3.5 yaşlarına gelene kadar devam eder.
Bu dönemde karşılaşılan başlıca problemler; ‘ben yapacağım’ diye ısrar etmek, isteklerinde diretmek, istenilenin aksini yapmak, söz dinlememek, kıskançlık, utangaçlık, titizlik ve takıntılar vb.
Belirtiler
İştah problemleri, uyku düzeninde bozukluklar, uyumak istememek, öfke nöbetleri; etrafındakilere vurmak, ısırmak, tuvalet sorunları, kendine zarar vermek; kafasını vurmak, kendini yere fırlatmak, durmadan ağlamak vb.
Bu belirtilerin büyük bir kısmı çocukta daha önce ya hiç yoktur ya da çok azdır. Ancak bu dönemde birden artmaya başlar.
Nedenleri
2 yaş sendromu yaşayan çocuklar bağımsız hareket edebilmek için çaba gösterirler. Ancak sınırlı koordinasyon (dil, el ve göz) becerileriyle ne istediklerini belirtmekte zorluk çekerler. Çocukların bu dönemde duygusal kelime dağarcığı yeterli olmadığı için, iletişimin herhangi bir noktasında hayal kırıklığına uğramaları kaçınılmazdır. Bu sebeple, çocukların duygularını ifade etmek için öfke veya saldırganlıktan başka başvurabilecekleri bir yöntem yoktur. Hayal kırıklığı hissi, zaman algısı henüz gelişmemiş çocuklarda sabırsızlığa neden olur. Bu da çocuklarda agresif davranışlar görülmesine ya da ruh hallerinde ani iniş ve çıkışlar gözlemlenmesine yol açabilir.
Bu Dönemde Çocukla İlişkide Dikkat Edilmesi Gerekenler
- Çocuğun yaşına uygun sorumluluklar verilmeli. Anlaşılır ve tutarlı sınırlar koymak ve çocuğa kendini güvende hissettirmek gerekir.
- Çocuğun enerjisini boşaltması için gün içinde bol bol dışarı çıkması gerekir.
- Çocuk öfkelendiğinde yanında sakince onunla göz teması kurmadan durulmalı ve çocuk davranışının farkında olunduğunu hissetmelidir.
- Tutarlı sınırlar koyulmalı ve çizilen sınırlar çocuk sakinken anlatılmalıdır. Böylelikle olay anında ya da öfkeli durumlarında anlatılanlar aklına gelecek ve nasıl davranması gerektiğini önceden bilecektir.
- Çocuğa sınırlarını zorlayabileceği, zaman zaman sınırlarını aştığında sonuçlarını görüp öğrenebileceği, özgür olabileceği ve kendisini tümüyle ortaya koyabileceği güvenli ortamlar yaratılmalıdır.
- Çocuğun istenmeyen bir davranışı varsa kızmak, engellemek veya cezalandırmak gibi davranışlar gösterilmemelidir. ‘Hayır!’ kelimesini kullanmada seçici davranılmalıdır. Yerine getirilmesi imkansız olmadıkça her isteğine “hayır” denmemelidir.
- Kendisine zarar veren davranışlar yapıyor ve bunu bir oyun olarak algılıyorsa, bu davranışından hoşlanılmadığını belli eden jest, mimik ve sözlerle çocuğun dikkati başka yönlere çekilmelidir.
Psikolog Beyzanur Orduluoğlu